"Türk Devletleri Arasındaki Güvenlik ve Savunma İşbirliğinin Güçlendirilmesi: Parlamentoların Rolü" temalı TÜRKPA Üyesi Parlamentoların Milli Savunma ve Güvenlik Meseleleri Komisyon Başkanları 2. Toplantısı Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştirildi.
Toplantıya Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, Azerbaycan Milli Meclis Savunma, Güvenlik ve Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu Başkanı Arzu Nağıyev, Özbekistan Ali Meclisi Senatosu Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı Kutbidin Burkhanov, Kazakistan Senatosu Uluslararası İlişkiler, Savunma ve Güvenlik Komitesi Üyesi Amangeldi Nugmanov, Kırgız Cumhuriyeti Jogorku Keneşi Uluslararası İlişkiler, Savunma, Güvenlik ve Göç Komitesi Başkan Yardımcısı Eldar Süleymanov, TÜRKPA Genel Sekreteri Mehmet Süreyya Er ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi Hukuk, Siyasi İşler ve Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi Başkanı Yasemin Öztürk katıldı.
"2024'TE 180 ÜLKEYE 230 ÇEŞİT SAVUNMA SANAYİİ ÜRÜNÜ SATARAK 7 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT YAPTIK"
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar yaptığı konuşmada, savunma sanayii alanında Türkiye’nin kendi ihtiyaçlarının yanı sıra müttefik ülkelerin de ihtiyaçlarına karşılar hale geldiğini belirtti. Hulusi Akar, "2024 yılında 180 ülkeye 230 çeşit savunma sanayii ürünü satarak toplamda 7 milyar dolarlık ihracat tutarını yakalayabilmiş durumdayız. Bu noktaya açık veya örtülü ambargolar, haksız kısıtlamalar ve türlü engelleri aşarak geldik. Maalesef bazı dostlarımız, bazı müttefiklerimiz, dost bildiklerimiz, müttefik bildiklerimiz parasını verdiğimiz halde savunma malzemelerini, silah, araç-gereç ve mühimmatı bize vermediler. Türkiye Türkçesinde bir deyiş vardır, 'Kötü komşu insanı ev sahibi yapar.' Bunu biliyoruz. Türkiye'nin terörle mücadelesine ket vurmayı engel olmayı amaçlayan kısıtlamaların en hayırlı sonucu, ülkemizin milli savunma alanında kendi gücü ve potansiyelini harekete geçirmesi olmuştur." ifadelerini kullandı.
"BU BİR TERCİH DEĞİL, BİR MECBURİYET"
Hedeflerinin savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye'yi inşa etmek olduğunu belirten Akar, "Gerek müşterek coğrafyamızdaki tehdit ve çalışmalar gerekse küresel düzeyde tırmanışçı olan ihtilaf ve savaşlar, savunma alanındaki çalışmaları daha hayati bir önem derecesine yükseltmektedir. Bölgemize ve dünyada barış, güvenlik ve istikrarı temin etmek için bu alanda hiç durmadan çalışmaya devam etmek zorundayız. Bu bir tercih değil, bir mecburiyet. Bunu görmemiz lazım. Savunma sanayii hiçbir şekilde duraklamayı kabul etmeyen, sürekli ve yüksek tempolu çalışmayı gerektiren dinamik bir alan malumlarınız olduğu üzere. Türk ve üyesi ülkeler olarak bizlerin bu alanda iş birliği de bir zorunluluktur. Bu konuda Türkiye olarak her türlü ama her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu da bilmenizi istiyorum. Bu konuda parlamentolarımıza çok büyük zorunluluk düşmekte. Milli Savunma Komisyonları arasındaki iş birliği, ortak güvenlik stratejilerinin geliştirilmesine, savunma kapasitesinin eş güdüm bir şekilde artırılmasına ve bölgesel barışın güçlendirmesine katkı sunmaktadır." şeklinde konuştu.
"TÜRK DÜNYASI, DÜNYA BARIŞININ KORUYUCUSU OLABİLECEK POTANSİYELE SAHİPTİR"
Küresel ekonomik krizlerin yansımalarının, bölgedeki ekonomik kalkınmayı olumsuz etkileyebileceğini ve sosyal huzursuzluklara yol açabileceğini belirten Akar, "Bu gerilimlerin ve huzursuzlukların yansımalarını Gazze'de yaşanan insanlık dramında gördük, görüyoruz maalesef. Yaşanan küresel rekabette ekonomik misillemeleri de görüyoruz. Bu açıdan baktığımız zaman dünya barışının korunması ve için bölgesel güçlerin önemi öne çıkmaktadır. Türk dünyası ise dünya barışının yegane koruyucusu olabilecek unsurlardan biri olma potansiyeli ve kudretine sahiptir. Türk dünyası yani sizler, yani bizler, bu ülkelerimiz arasındaki dayanışmanın güçlendirilmesi, bu çok yönlü zorluklara karşı ortak bir savunma mekanizması oluşturmamızı sağlayacaktır. Böyle bir mekanizma çok yönlü tehditlere karşı daha etkin ve daha koordineli bir şekilde mücadele etmemizi mümkün kılacaktır" dedi.
TÜRK DÜNYASINA "KKTC'Yİ TANIYIN" ÇAĞRISI
Akar, Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi'nde gösterilen dayanışmanın bir benzerinin KKTC için de gösterileceğine inandığını belirterek, "Bunun sadece Kıbrıs Türkü'nün adalet arayışının değil, aynı zamanda Türk dünyasının bütünleşme iradesinin bir göstergesi olacağını da düşünüyoruz. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınması, Doğu Akdeniz'deki jeopolitik dengelerin daha adil ve dengeli bir yapıya kavuşmasına katkı sağlayacaktır. Türk dünyasının denizlere açılan kapısı olarak ortak güvenlik ve iş birliği stratejilerimize, stratejik bir değerlilik kazandıracaktır" diye konuştu. Akar, "Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türk Devletleri Teşkilatı ve TÜRKPA ile kurduğu temasların kurumsallaşması, kardeşliğimizin doğal bir sonucudur. Bu sürecin ivme kazanması ortak davamızdır. Bu nedenle Avrupa Birliği'nin Güney Kıbrıs Rumlarının sözcüsü gibi hareket etmesini ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin etkinliklerine davet edilmemesini sağlamak için Türk dünyası ülkelerine baskı yapmaya çalışmasını da kabul edemeyiz. Bu baskılara son verebilmek için Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türk dünyası nezdinde açık ve güçlü bir şekilde tanınması ve Türk dünyasının uluslararası teşkilatlarında asil üye stratejisiyle yer alması hepimiz için tarihi bir sorumluluktur." ifadelerini kullandı.
"GÜNEY KAFKASYA'DAKİ BİR BARIŞ ANLAŞMASI HERKESİ RAHATLATACAKTIR"
Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşması taslağı konusundaki gelişmelerden memnuniyet duyduğunu belirten Akar, "Bir an önce barış anlaşması yapılması için Azerbaycan, Türkiye, sizler, bizler elimizden geleni gösteriyoruz. Fakat çeşitli etkiler altında Ermenistan bu konuda maalesef sizin de bildiğiniz bir atasözüyle, ipe un seriyor. Güney Kafkasya'da sağlanacak kalıcı barış ve istikrarının tüm bölgede ve ötesinde olum etkileri olacağından şüpheniz olmasın. Yani Güney Kafkasya'daki bir barış anlaşması herkesi rahatlatacaktır. Artık bölgede sürdürülebilir barışın tesisine bir adım daha yaklaşmış durumdayız. Bunu görüyoruz. Son dönemde taraflar arasında ikili temelde yürütülen gelişmelerden olumlu sonucu alındığını görüyor ve bu görüşmelerin devamını destekliyoruz." diye konuştu.
"TÜRK DÜNYASI İÇİN ADALET VE EGEMENLİK MESELESİDİR"
KKTC Cumhuriyet Meclisi Hukuk, Siyasi İşler ve Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi Başkanı Yasemin Öztürk ise KKTC’nin Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunu, Doğu Akdeniz'de barışın, istikrarın ve dengelerin korunmasında stratejik bir konuma sahip olduğunu belirtti. Öztürk, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası alanda hak ettiği yeri alması yalnızca Türk, yalnızca Kıbrıs Türk halkı için değil, tüm Türk dünyası için adalet ve egemenlik meselesidir. Bu bağlamda büyük Türk dünyasının parçası olan Türk devletlerinin uluslararası platformda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklı mücadelesine destek vermesi, savunma ve güvenlik alanında bilgi paylaşımının arttırılması bizler için büyük anlam taşımaktadır." dedi.