Güncel

Bakan Tekin yine hedefte! Eğitimcilerden algı operasyonuna sert tepki

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e yönelik eleştirilerin, gerçek dışı rakamlar ve siyasi çıkarlar doğrultusunda kurgulandığı ortaya kondu.

Haber7 – ÖZEL

Son dönemlerde Milli Eğitim Bakanlığı'na ve özellikle Bakan Yusuf Tekin’e yönelik artan eleştiriler dikkat çekiyor. Eğitim camiasında kriz havası estirmeye çalışan çevrelerin, gerçek dışı verilerle algı operasyonları yürüttüğü görülüyor.

KALKAN: YOĞUN BİR İTİBARSIZLAŞTIRMA VAR

Eğitimci-Yazar Adnan Kalkan, bu konuda yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Son zamanlarda Milli Eğitim Bakanlığı ve özellikle Bakan Yusuf Tekin’e yönelik yoğun bir itibarsızlaştırma çabası dikkat çekiyor. Gerçeklere dayanmayan iddialarla yürütülen bu algı operasyonlarının temel amacı, kamuoyunda bakanlığa ve onun yöneticilerine karşı olumsuz bir kanaat oluşturmaktır."

"200 BİN DEĞİL, 6 BİN ÖĞRETMENİN GÖREVLENDİRMESİ YENİLENMEDİ"

Kalkan, öğretmenlere yönelik "200 bin kişi mağdur edildi" algısının tamamen çarpıtılmış olduğunu şu sözlerle dile getirdi:

"Bu yıl görev süresi dolan öğretmen sayısı yaklaşık 38 bin civarındayken, yeniden ataması yapılmayan öğretmen sayısı ise 6 bin dolayındadır. Üstelik bu öğretmenlerin tamamı, geçici görevle nitelikli okullara atandıklarını ve sürenin sonunda yeniden değerlendirme yapılabileceğini bilerek bu pozisyonlara başvurmuştur."

"MAĞDURİYET HİKAYESİ OLUŞTURMAK AHLAKİ DEĞİL"

Öğretmenlere bu yıl tercihlerine göre başvuru imkânı da tanındığını kaydeden Kalkan, "Konuyu çarpıtarak bir mağduriyet hikayesi üretmek ve bu yolla kamuoyunda Bakanlık karşıtı bir duygu oluşturmak, ahlaki değerlerle bağdaşmamaktadır. Toplumun en hassas alanlarından biri olan eğitim üzerinden yürütülen bu tür karalama kampanyaları, sadece Bakanlığı değil, eğitimin kendisini de yıpratmaktadır. İnsanımız dikkatli olmalıdır." diye konuştu.

ULAŞ: ROTASYON UYGULAMASI BİLİMSEL BİR GEREKLİLİK

Prof. Dr. A. Halim Ulaş da rotasyon uygulamasının sadece idari bir tedbir değil, aynı zamanda bilimsel bir gereklilik olduğunu vurguladı. Ulaş, açıklamasında farklı ülkelerdeki uygulamalara da dikkat çekti:

"Japonya’da öğretmenler 3 ila 6 yılda bir zorunlu olarak farklı okullara atanırken, bu uygulama öğretmenlerin farklı deneyimler kazanmasını ve okul kültürleri arasında bilgi transferini sağlıyor. Singapur’da ise öğretmenler sadece okul değil, aynı zamanda görev düzeyinde de rotasyona tabi tutularak liderlik ve uzmanlık rollerinde dönüşümlü olarak gelişiyor."

"ROTASYON, DEZAVANTAJLI BÖLGELERE DENEYİMLİ ÖĞRETMENLERİN ULAŞMASINI SAĞLAR"

"Finlandiya gibi bazı ülkelerde rotasyon yerine öğretmenlere yüksek düzeyde özerklik ve mesleki gelişim imkanları tanınarak içsel yenilenme teşvik ediliyor. Tüm bu uygulamalar, öğretmenin durağanlaşmasını önleyerek öğrenme topluluklarını canlı ve üretken tutmayı hedefliyor. Eğitim psikolojisine göre bireyler belli sürelerde çevresel değişime ihtiyaç duyar ve bu değişim, öğrenme motivasyonunu da artırır. Ayrıca rotasyon sayesinde dezavantajlı bölgelerdeki öğrencilerin de deneyimli öğretmenlere ulaşma şansı artar.

"BAŞARILI EĞİTİM SİSTEMLERİ ÖĞRETMENLERİN GELİŞİMİYLE PARALELDİR"

"Eğitimde fırsat eşitliği, kalite devinimi ve okul ekosistemlerinin gelişimi açısından öğretmen rotasyonu artık sadece bir yönetim politikası değil, ilmi ve insani bir zorunluluk haline geliyor. Dünya genelindeki başarılı eğitim sistemlerinin ortak noktası, öğretmenlerin gelişimiyle paralel ilerleyen esnek ve vizyoner bir yönetişim anlayışıdır."

KAVLAK: SÜRESİ DOLAN ÖĞRETMENİN GÖREV YERİ DEĞİŞMESİ SİYASİ GÜNDEM HALİNE GETİRİLDİ

Proje okullarında görev süresi dolan öğretmenlerin yer değiştirmesi süreci üzerinden yürütülen tartışmaları değerlendiren Doç. Dr. Ahmet Kavlak ise durumu şu sözlerle yorumladı:

"Proje okullarında görevlendirilme süresi olan 4 yılın bitimiyle birlikte, -müdür talebi olmazsa- başka okullarda görev yapma mecburiyetine bağlı olarak yer değişikliği yapılması şartıyla proje okullarına atanan öğretmenlerin, bu sürenin dolmasıyla başka okullara, asli vazifeleri olan her yerde eğitimi gerçekleştirme görevine dönmeleri üzerine yapılan spekülasyonlarla, meselenin tespitini yapmak yerine, bu durumun standart bir durum olduğunu bildikleri halde, mutlaka bir siyasi kararın etkisi olduğunu ilan ederek ortalığı velveleye vermek, her meseleden bir siyasi rant devşirme mantığıyla hareket etmek, her zamanki gibi, tabi olduğu ve şartlı olarak atandığı kurumda şartın bitmesiyle normal olarak yapılması gerekenin olmasına itiraz etme alışkanlığı, hakikaten bizim particilik kültürümüzün en saçma yönlerinden biri olarak her daim sergilenmektedir. "