Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden 28 Şubat'ı hatırlatan görüntülerde kız öğrencinin başörtüsüyle okula alınmadığı anlar büyük tepki çekmişti.
SOKAK ÇAĞRISI DA AYPMIŞLARDI
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası'ndan (KTOEÖS) yapılan açıklamada, “Laik eğitimi ve laik toplum yapımızı yok sayan, eğitim sistemini ve toplumsal değerleri göz ardı eden anlayışa karşı sokağa inerek sesimizi yükseltecek, dur diyeceğiz” ifadelerine yer verilmişti.
HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU: İNSAN HAKLARINA AYKIRI UYGULAMA
Hak ve Özgürlükler Platformu KKTC'de uygulanan yasağın temel insan haklarına aykırı olduğunu belirterek "Tüm kamuoyunu, çocukların temel haklarının savunulmasında duyarlı olmaya ve uluslararası normları göz önünde bulundurmaya davet ediyoruz." çağrısı yaptı.
Yapılan açıklama şu şekilde;
Uluslararası hukukun temel ilkeleri doğrultusunda, her birey gibi çocukların da din ve vicdan özgürlüğüne sahip olduğu açıkça belirtilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 9. Maddesi ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin (BMÇHS) 14. Maddesi, çocuğun yaşı ve olgunluğu ölçüsünde inanç seçme veya reddetme özgürlüğü tanımaktadır.
Bu belgeler, ailelerin rehberlik rolünü ve çocuğun bireysel tercih hakkını bir denge içinde
ele alır. Avrupa ülkelerinde bu hakların uygulanış biçimi örnek teşkil etmektedir:
- Almanya'da "Religionsmündigkeit" olarak bilinen kavramla, çocuklar dini tercihini serbestçe yapabilir.
- İngiltere'de "Gillick competence" ilkesi ile çocuğun olgunluk seviyesine göre karar verme kapasitesi değerlendirilir.
- İsviçre ve Fransa gibi ülkelerde ise çocuğun görüşleri yaşa bağlı olarak dikkate alınmaktadır.
Bu bilgiler ışığında, bir çocuğun dini tercihini yapamayacağını iddia etmek, uluslararası hukukun temel ilkeleri ve uygulamaları ile çelişmektedir. Hak ve özgürlüklerin korunması, toplumsal ilerlemenin ve bireyin özgür gelişiminin temel taşını oluşturur.
Tüm kamuoyunu, çocukların temel haklarının savunulmasında duyarlı olmaya ve uluslararası normları göz önünde bulundurmaya davet ediyoruz.
Bu, hem bireysel hakların korunması hem de toplumsal adalet açısından bir zorunluluktur.
Sonuç olarak, din, vicdan ve ibadet özgürlüğü, çocukların kendi kimliklerini özgürce şekillendirebilmelerinin temelini oluşturur.
Hak ve Özgürlükler Platformu; hükümetin alacağı gündem ile alakalı önemli kararlarda inanç ve ibadet özgürlüğü temelinde uluslararası normları dikkate alan kararlar üretmesini hassasiyetle beklemektedir.
ORTAOKUL ÖĞRENCİSİ İKRA EĞİTİMİNE ARA VERDİ
Yasakçı sendikanın psikolojik şiddetine maruz kalan Şimşek’in ailesi, çocuklarını bir süre okula göndermeme kararı aldı. İkra’nın babası Tayfun Şimşek, uğradıkları zulme tepki göstererek şunları anlattı: “Tüm özgür ülkelerde olduğu gibi, kızımızın başörtüsüyle okuluna devam etmesini diliyoruz.
KOSKOCA ÜLKEYİ DAR KAFALI BİR SENDİKA MI YÖNETİYOR!
“KKTC’de serbest meslek yapıyorum. Kızımız İkra 3 ay önce kendi iradesiyle tesettüre girmeye karar verdi. Biz de ailesi olarak onun yanında durduk. Ancak bu kararın eğitiminde sorun olacağını tahmin etmiyorduk. KKTC’de yasa böyleymiş. Başörtüsüyle okula gidince okula almamaya başlamışlar. Kızıma bu şekilde okula giremeyeceğini belirtmişler. Ona ilahiyat kolejine gitmesini söylemişler. Üzüldü. Haberimiz olunca konuyu bakanlığa ilettik. Mart ayının başında bir düzenleme yapıp bone ve bandanayla okula girilebileceği yasalaştı. Bu durum bizi memnun etti. Ancak sendika bu duruma büyük tepki gösterdi. Eylemler yapıldı. Hükümet düzenlemeyi geri çekmek zorunda kaldı. İkra da yine okula alınmadı. Bu olaydan etkilendik, bir müddet kızımızı okula göndermeme kararı aldık. Devletin bu durumu düzelteceğine inanıyoruz ve bekliyoruz.”