SON DAKİKA HABERİ: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3. Uluslararası Yeditepe Bienali'nde konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde;
Sanatlarımızı tüm derinliği ile üçüncü Yeditepe Bienali'nde emeği geçenlere kalpten teşekkür ediyorum. Birçok ülkeden sanata gönül vermiş usta isimlerin eserleri 3 farklı lokasyonda bir araya gelecek. Kültür ve Sanat'ın Evrensel birikimi yerel özellikleri ile İstanbul'da sergilenecek. Bu bahar günlerinde farklı ülkelerden gelen eserlerle daha da canlanacaktır. 3. Yeditepe Bienal'in ülkemiz ve kültür sanat camiası için hayırlı olsun.
Yeditepe Bienali bu coğrafyanın ruhu taşıyan Türk sanatlarını buluşturan çok değerli bir adımdır. Biz çini ile konuşan hat ile anlatan ebru ile resmeden bir milletiz. Bizim sanat anlayışımızda kibir yoktur. Hakikat ışığının yansıması vardır. İstanbul'un farklı köşelerinde kültür sanat hazinelerimiz bir kez daha ortaya çıkacaktır.
"BİZİM SANAT ANLAYIŞIMIZDA KİBİR YOKTUR"
Sanata gönül vermiş usta sanatçıların eserleri milletimizle buluşacak.
Bizim sanat anlayışımızda asla kibir ve gösteriş yoktur. Bizim sanat felsefemizde Hakk'ın kusursuz eserlerinin iz düşümü hakikat ışığının yansıması vardır.
İstanbul daha da renklenecek ve canlanacak. İnsanlığın hazinesine katacak eşsiz eserlerimiz var.
"BATICILIK TÜRKİYE'Yİ YIKIMA GÖTÜRDÜ"
Yeditepe Bienali bu coğrafyanın ruhunu taşıyan çok değerli bir adımdır. Biz çini ile konuşan hatta anlatan, ebru ile dua eden, resim ile sabrı resmeden bir milletiz. Bizim sanat anlayışımızda masla kibir ve gösteriş yoktur. Batıcılık Türkiye'yi yıkıma götürdü. Milletimizin kültür hazinesi yıllarca reddedildi.
MEHMET DOĞAN'IN SÖZLERİNİ HATIRLATTI
Burada geçen yıl ebediyete uğurladığımız merhum Mehmet Doğan'ın şu sözlerini sizinle paylaşmak istiyorum: "Batıcılık, Batı taklitçiliği Türkiye'yi yıkıma götürmüştür. Milletimiz 21. yüzyıla yeni bir medeniyet vasatında girmelidir. Var olabilmenin, taklitten kurtulup ilim ve teknikte üretici olmanın, zihinleri çağ dışı, gerçek dışı baskılardan korumanın yegane yolu budur."
Evet, kendisini bugün bir kez daha rahmetle andığımız Mehmet Doğan ağabeyin de dikkat çektiği üzere, taklit sadece aslını yüceltir. Hele hele kopyacılık, mukallidi çürütmekten başka hiçbir işe yaramaz. Türkiye, özellikle tek parti faşizmi döneminde buna maruz kalmış, Batıcı jakobenlerin elinde milletimizin kültür hazinesi ihmal edilmiş, tahkir edilmiş, daha vahimi, binlerce yıllık köklü miras reddedilmiştir. Ret politikaları ise merhum Tanpınar'ın ifadesiyle kültürel intihara varan, kültürel katliamla sonuçlanan felaketlere yol açmıştır. Gelenekle ve milletin değerleriyle kavgalı faşizan zihniyetin politikaları geride fikri, ilmi, akademik ve bilimsel açıdan büyük bir enkaz bırakmıştır. Oysa hepimiz biliyoruz ki geleneği olmayanın geleceği de olmaz. Kendi mazisine sırtını dönenin bugünü de yarını da karanlıktır. Biz işte bunun için her fırsatta kökü mazide olan bir atiyiz diyoruz.
Eğitimden siyasete, kültür ve sanattan mimariye kadar her alanda maziden atiye uzanan sağlam köprüler kurmaya gayret ediyoruz. Millete, aziz milletimizin değerlerine, inancına, tarihine, kültürüne husumet besleyen tüm yaklaşımları elimizin tersiyle itiyoruz. Neoliberal kültürün dayattığı hayat tarzlarının dünyayı adeta istila ettiği bir dönemde asli kimliğimizi koruyarak istikbalimizi inşa etmeye çalışıyoruz. Her geçen gün kendimizi yeniden keşfediyor, medeniyetimizin kültür ve sanat mirasını yeniden gün ışığına çıkartıyor, bunları yeni nesillere aktarmanın samimi mücadelesini veriyoruz. Yeditepe Bienali'ni işte bu açıdan da fevkalade kıymetli bulduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum.
"SANATÇILARIMIZ LİNÇ ETTİLER"
Sözlerimi tamamlamadan önce şu hususu da vurgulamak durumundayım. Geçtiğimiz haftalarda ana muhalefet partisinin de kışkırtmasıyla mahalle baskısını mumla aratan bir faşist dalgaya şahitlik ettik. Sanat dünyamızı ve sosyal medya fenomenlerini hedef alan zorbalıklar tahammül sınırlarını aşan korkunç boyutlara ulaştı. Yıllardır özgürlükten bahsedenler, sırf kendilerine destek vermedi diye sanatçılarımızı, sporcularımızı ve gençlerimizi adeta linç ettiler. Öyle ki bu dayatmalardan bunalan birçok isim sosyal medya hesabını kapatmak zorunda kaldı. Sanatçıları fişlediler, sporcuları fişlediler, yerli ve milli markaları fişlediler. Boykot bahanesiyle ülkenin ekonomisine zarar vermeye çalıştılar. Ecdadın emaneti tarihi camilerimize edepsizlik ettiler. Bu ülkede 1940'larda nasıl bir korku ikliminin hüküm sürdüğünü bizlere birkaç hafta içinde örnekleriyle tekrar hatırlattılar. Kültür sanat erbabımız başta olmak üzere milletime şunu tekrar söylüyorum. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz özgürlüklerimizi kimse bu milletin elinden alamaz.